20 Mart 2017 Pazartesi

Coğrafyanın ilkeleri

Her bilim, çalışmalarını yaparken kendine özgü metot ve ilkelere göre hareket eder. Coğrafya bilimi de doğal çevreyi ve insan ilişkilerini incelerken üç temel ilkeye göre hareket eder.
Nedensellik İlkesi
Coğrafi olayların oluşum nedenlerini araştırır. Coğrafi olayların neden ve sonuçları üzerinde durur. Niçin böyle olmuştur?, Ne zaman olmuştur?, Bu olayın sonucunda neler ortaya çıkmıştır?, Bu olayın sonucunda ortaya çıkan sorunların çözüm önerileri nelerdir? gibi soruların cevaplarını coğrafyanın nedensellik ilkesi inceler.
Dağılış İlkesi
Coğrafi olayların yeryüzündeki dağılışlarını inceler. Dağılımı yapılabilen her türlü olgu veya olay coğrafyanın ilgi alanına girer. Yer şekillerinin, suların, iklim tiplerinin, yer üstü ve yer altı kaynaklarının, insanların, ekonomik faaliyetlerin yeryüzündeki dağılışlarını inceler.
Karşılıklı İlgi (Bağlantı) İlkesi
Coğrafi olayların birbirleriyle karşılıklı ilişkilerini araştırır. Bu nedenle coğrafi olaylar incelenirken aralarındaki karşılıklı ilişki yani bağlantıları da ortaya konur. Örneğin rüzgârın basınçla, doğal bitki örtüsünün iklimle, yağışın nemle arasında bağlantıların olduğu gibi.

COĞRAFYANIN BÖLÜMLERİ

Coğrafya bilimi ilgi alanına giren konuları araştırarak inceler, incelerken de kolaylık olması için çeşitli bölümlere ayırır. Coğrafya incelediği konulara göre iki bölüme ayrılır.
Fiziki Coğrafya
Yer şekillerini (dağlar, ovalar, platolar, vadiler vb.), yer altı ve yer üstü sularını, iklim ve bitki örtüsünü, hayvanları inceler. Fiziki coğrafya kendi içinde şu şekilde alt dallara ayrılır.
Jeomorfoloji (Yer şekilleri bilimi)
Yer şekillerinin oluşumlarını araştırır ve bunları sınıflandırarak inceler.
Klimatoloji (İklim bilimi)
Yeryüzündeki iklim tiplerinin özelliklerini ve bunların dağılışlarını inceler.
Biyocoğrafya (Canlılar coğrafyası)
Yeryüzündeki hayvan ve bitki topluluklarının coğrafi dağılışlarını inceler, dağılışlarını açıklar.
Hidrografya (Sular coğrafyası)
Okyanuslar, denizler, göller, akarsular ile yer altı sularının özelliklerini inceler ve coğrafi dağılışlarını açıklar.
Beşerî Coğrafya
Yeryüzündeki insan topluluklarının yeryüzüne dağılışını ve çeşitli ekonomik faaliyetleri içine alır. İnsanların sayısı, yaşı, cinsiyeti, medeni durumu gibi özellikleri, yaşam biçimleri, dağılışları ve yerleşme biçimleriyle, insanların tarım, sanayi, ulaşım, turizm, ticaret gibi ekonomik faaliyetleri ve bunların yeryüzündeki dağılışları beşerî coğrafyanın konuları arasındadır.
Anahtar Bilgi: Coğrafya biliminin bu ana bölümleri dışında matematik coğrafya alanı da vardır. Dünya’nın şekli, boyutları, hareketleri, harita bilimi ve coğrafi koordinatlar matematik coğrafyanın başlıca konularını oluşturur.

COĞRAFYANIN YARARLANDIĞI BAŞLICA BİLİM DALLARI

Coğrafya konularını açıklarken çeşitli bilim dallarından yararlanır. Bu bilimlerin başlıcaları şunlardır:
Astronomi (uzay bilimi), Jeoloji (yer bilimi),
Jeomorfoloji (yer şekilleri bilimi),
Hidroloji (sular bilimi),
Meteoroloji (atmosfer olaylarını inceleyen bilim),
Kartografya (harita bilimi), Zooloji (hayvan bilimi), Botanik (bitki bilimi), Antropoloji (insan bilimi),
Etnoloji (insan ırklarını inceleyen bilim), Sosyoloji (toplum bilimi),
Demografi (nüfus bilimi), Pedoloji (toprak bilimi),
Tarih, Jeopolitik, İktisat, İstatistik vb.dir.


İNSAN, DOĞA VE COĞRAFYA

Coğrafya, doğal ortam ile insan yaşamına ilişkin etkinliklerin karşılıklı ilişkilerini araştıran ve mekânsal özelliklerini ortaya koyan bir bilimdir. Başka bir deyişle coğrafya yeryüzünün farklı bölgelerindeki doğal ve beşerî unsurların etkileşimini ve bu etkileşimin mekânı nasıl organize ettiğini sonuçlarıyla birlikte inceler. Coğrafya bu özelliğiyle bir mekân bilimidir ve olayları bir bütün olarak kavramamızı sağlar. Örneğin, bir şehrin gelişmesi üzerinde etkili olan doğal kaynaklar, yüzey şekilleri, iklim, ulaşım, sanayi, nüfus vb. doğal ve beşerî faktörleri bir bütün olarak ortaya koyar. Herhangi bir bölgede yapılacak yatırımların belirlenmesi, yerleşme alanlarının oluşturulması, ulaşım ağlarının kurulması aşamalarında coğrafi çalışmalara ihtiyaç vardır.
Coğrafya araştırmalarında, mekânsal ilişkiler önce analitik yöntemlerle ele alınır ve sonra genel bir sentez yapılarak mekâna ait özellikler belirlenir. Bu sentezin temelinde mekândaki mevcut potansiyellerin toplumsal gelişmeye ve ihtiyaçlara yönelik sonuçlarının belirlenmesi yatmaktadır. Modern coğrafyayı temsil eden bu yaklaşım, çağımızın giderek artan sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarından kaynaklanmıştır. Bu durum, toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeye hizmet etmekle birlikte, aynı zamanda insanın yaşam üzerindeki etkilerinden kaynaklanan sorunların çözümlenmesine de yardımcı olur. Örneğin; tarım, turizm, ulaşım vb. birçok insan faaliyeti iklimin etkisindedir. Bunun yanında insanlar, doğada bazı değişiklikler yaparak farklı yararlanma şekilleri geliştirirler. İhtiyaç duyulan suyun depolanması için barajlar yapılması, bataklıkların kurutularak tarım alanı hâline getirilmesi, engebeli alanlarda tüneller,
viyadükler, köprüler yapılması, sulama kanalları inşa edilmesi, madenleri işletilmesi, ormancılık faaliyetleri gibi unsurlar da bu kapsamda değerlendirilebilir. Bu uygulamalar yapılırken coğrafya biliminden yararlanmak oldukça önemlidir.
Çağımızda sanayi ve teknolojide yaşanan gelişmeler sonucu zararlı atıklarla atmosfer ve doğal çevre kirlenmiştir. Diğer yandan 20. yüzyılın başlarından itibaren hızlı nüfus artışına paralel olarak, insanın doğa üzerindeki baskısı artmış; mekânın doğal sınırlarını zorlayan tarımsal faaliyetler, toprak ve orman tahripleri doğal dengeleri sarsmıştır. Dolayısıyla doğal sistemin yapı unsurları olan iklim, su, toprak ve bitki örtüsünü tahrip eden, çevre sorunlarını oluşturan bu etkiler de işleyen doğal sistemin kapsamı içinde İncelenmektedir. Bu nedenle çağdaş
coğrafya araştırma teknikleriyle doğal ortamdaki değişim ve etkilerden başlayarak, beşerî çevredeki sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi olaylara kadar uzanan çok çeşitli ve karmaşık olayları çözümlemek mümkün olmaktadır.
Sonuç olarak coğrafya, doğal ortam unsurları ile insanın yaşam ve etkinliklerine ilişkin çok karmaşık olguların analiz edildiği, olaylar ve unsurlar arasındaki ilişkilerin derinlemesine değerlendirildiği bir sentez bilimidir. İnsan, bu bilimin verilerinden yararlanarak yaşamını şekillendirmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder